Halis AVCI

AKP’YE YARAYAN İKİ KRİZ

2001 yılında Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, AKP’yi iktidara getirdi. 2008 yılında yaşanan dünya ekonomik krizi AKP’nin uzun süre iktidarda kalmasını sağladı.

2001 Türkiye Ekonomi Krizi

2001 yılı ekonomi krizinden çıkmak için önlemler alındı. Krizin faturası vatandaşın sırtına yüklendi, yeni borç bulundu, mevcut borçlar yapılandırıldı ve ekonomi yoluna sokuldu.

Bedelini vatandaşların ödediği bu kriz, AKP’yi iktidara getirdi.

Kriz sayesinde iktidara gelen AKP, krizden çıkarılan ve yoluna konulan ekonominin imkanlarını üretimi artırmak yerine tüketimi artırmak için kullandı.

2008 Dünya Ekonomik Krizi

Ekonomik kriz, mal ve hizmet tüketimini azalttı, dünya genelinde durgunluk başladı. ABD ve gelişmiş devletler, canlanmayı başlatmak için piyasaları sıfır faizli paraya boğdular.

Amerika Birleşik Devletleri, piyasaya faizsiz 16 trilyon dolar sürdü. Avrupa, piyasaya faizsiz 5 trilyon dolar karşılığında para sürdü.

Sıfır faizli paranın bir kısmı Türkiye’ye geldi ve finans sektörüne yatırım yaptı. Finans sektörüne giren bu dövizin fiyatı; dış koşullara göre çok yüksekti ama Türkiye koşullarına göre çok düşüktü.

Finans sektörüne giren döviz; Türkiye’de döviz fiyatını ve kredi faizlerini  düşürdü. Döviz fiyatının düşmesiyle birlikte ucuz ithalat patladı, iğneden ipliğe her şey ithal edildi. Kredi faizlerinin düşmesiyle tüketim patladı.

Geleceği Tüketmek

Düşük faizli kredi ve ucuz ithal malla karşılaşan vatandaşlar çılgın tüketim yaparken, devletin kasası vergi gelirleriyle doluyordu.

Vatandaşlar, aldıkları krediyi tepe tepe harcarken, hükümet de topladığı vergileri  tepe tepe harcıyordu.

Türkiye’de üretime dayalı büyüme olmuyordu, tüketime dayalı büyüme oluyordu. İleride yapılması gereken harcamalar bugün yapılıyordu. İleride yapılacak harcamaların bugün yapılması, ekonominin ileride küçüleceği anlamına geliyordu.

Krize Yolculuk

İç ve dış kaynaklar; üretimi artıracak yatırımlara gitmedi, AKP’nin seçim kazanmasını sağlayacak seçim yatırımlarına gitti. ‘Ekonomi çok iyi, bolluk var” algısı yaratılarak seçim üstüne seçim kazanıldı.

Türkiye’ye giren döviz, üretim sektörüne gitmedi, finans sektörüne gitti. Finans sektörüne giren döviz, ithalatı artırırken ihracatı azalttı.

İthalatın artması ve ihracatın azalmasıyla birlikte Türkiye’de üretim azalmaya,  yatırımlar durmaya, işsizlik artmaya başladı.

Vatandaşlar ve hükümet bol bol tüketiyordu ama tüketim kadar üretim olmuyordu. Üretilenden fazlasını tüketmek, gelirinden fazlasını harcamak; Türkiye’yi 2018 yılında ‘ekonomik krize’ soktu.

Tüketerek büyüme yerine üreterek büyüme tercih edilseydi; üretim artardı, yatırım artardı, refah artardı, işsizlik azalırdı.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.